Erken Tespit Edilerek Şah Damarı Hastalığının Ciddi Sonuçlarını Önlemek Mümkün

Şah Damarı Hastalığı, Gençleri ve Sporcuları da Etkiliyor

Erken Tespit Edilerek Şah Damarı Hastalığının Ciddi Sonuçlarını Önlemek Mümkün

Erken Tespit Edilerek Şah Damarı Hastalığının Ciddi Sonuçlarını Önlemek Mümkün

MEDİCENTERTV.COM / İZMİR

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Olcay Özveren, yaşlıların yanı sıra gençlerin de karotis arter yani şah damarı hastalığı ile karşılaşabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle sedanter yaşam tarzı, beslenme alışkanlıklarının kötüleşmesi, diyabetin artışı ve obezitenin yaygınlaşması, genç nüfusta bu hastalığın görülme sıklığını artırıyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi'nden Prof. Dr. Özveren, hastalığın erken teşhis edilmesi halinde tedavi edilebilir olduğunu vurguluyor.

Kardiyovasküler hastalıkların hala önde geldiği ölüm nedenleri arasında yer aldığı bir dönemde şah damarı hastalığının bu grubun yüzde 36'sına denk geldiğini belirtiyor. Bu hastalık, genellikle tanımlanması zor bir seyir izlediğinden fark edilmediği takdirde ciddi sonuçlar doğurabilir.

Şah Damarı Hastalığı, Gençleri ve Sporcuları da Etkiliyor

Prof. Dr. Özveren'e göre, karotis arter hastalığı genellikle ileri yaş risk faktörleri arasında bulunmasına rağmen gençlerde de görülebiliyor. Bu durum, sedanter yaşam, kötü beslenme alışkanlıkları, artan diyabet vakaları ve obezitenin etkisiyle genç nüfusta felç ve inme vakalarının artmasına yol açabiliyor. Ayrıca aktif spor yapan gençlerde ani boyun hareketlerinin, damar içi yırtıklara neden olabildiğini ifade ediyor.

Çoğunlukla Sinsi Seyreden Bir Hastalık

Karotis arter, özellikle felç geçiren hastaların büyük bir bölümünden sorumlu olan bir damar hastalığı olarak öne çıkıyor. Prof. Dr. Özveren, çoğu zaman belirti vermeden seyreden bu hastalığın bazen klinik muayene sırasında üfürüm olarak fark edildiğini belirtiyor. Bu durumda ayrıntılı bir muayene süreci başlatılıyor.

Görüntüleme Yöntemleri Tanıda Önemli

Hastalığın tanısında görüntüleme yöntemlerinin hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özveren, ultrasonografi, tomografik, anjiyografi gibi yöntemlerle hastalığı teşhis ettiklerini belirtiyor. Eğer daralma belirli bir seviyede değilse ve ciddi bir klinik durum yoksa, ilaç tedavisiyle bu sorunun giderilebileceğini ifade ediyor.

Tedavi Şekli Kişiye Özgü Belirleniyor

Şah damarı hastalıklarının tedavi edilebilir bir grup içinde yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Özveren, ilaç tedavisi, stent takılması ya da cerrahi yöntemlerle plakların tedavi edilebildiğini ifade ediyor. Acil durumlarda ise trombüs aspirasyonu ile hastanın sağlığının yeniden kazanılabileceğini söylüyor. Ancak tedavi seçeneğinin hastanın durumuna, damar yapısına ve ek hastalıklara göre değişebileceğini belirtiyor.

Tekrarlama Riski İçin Klinik Takip Şart

Erken tedavi ile şah damarı hastalığından kaynaklanabilecek olumsuz sonuçların önlenebileceğini ancak hastalığın tekrarlama riski olduğunu hatırlatıyor. İki şah damarının varlığı nedeniyle tek taraflı olarak çözülen sorunun diğer tarafta da ortaya çıkma olasılığına dikkat çekiyor. Bu nedenle klinik takibin önemine vurgu yapıyor.

Önleme Adımları Hayati Önem Taşıyor

Şah damarı hastalıklarının önlenmesi için 45 yaş üstü popülasyonda, özellikle diyabet, obezite, hipertansiyon gibi risk faktörleri taşıyan kişilere boyun damar ultrasonografisi yapılmasını öneriyor. Bu inceleme ile hastalığı erken teşhis etmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Ayrıca yaşam tarzı değişikliklerinin de bu hastalığın önlenmesinde büyük önem taşıdığını ifade ediyor. Spor yapma alışkanlığını günlük hayata dahil etmek, dengeli beslenme, obezitenin kontrolü, sigarayı bırakma gibi adımların şah damarı hastalığı riskini azaltabileceğini belirtiyor.

www.medicentertv.com