SINAV YAKLAŞTIKÇA STRES ARTIYOR

YKS VE LGS sınavlarına sayılı gün kala evlerde stres ve kaygı düzeyleri arttı.

SINAV YAKLAŞTIKÇA STRES ARTIYOR

“EVLERDE OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN ETMEYİN”

YKS VE LGS sınavlarına sayılı gün kala evlerde stres ve kaygı düzeyleri arttı. Velilerin bu dönemde çoğunlukla mükemmeliyetçi davrandığını ve çabaya değil, başarıya odaklandıklarını söyleyen uzmanlara göre, evde olağanüstü şartlar oluşturmak da doğru değil.

Koronavirüs salgını dönemine denk gelen Lise Giriş Sınavı (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için geri sayım başladı. İzolasyon ve sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle evlere kapanmak zorunda kalan adaylar ve veliler zor günler geçiriyor. Uzmanlar ise evde olağanüstü hal ilan edilmemesi gerektiğini, çocuklarda borçluluk duygusunun oluşturulmaması için de velilerin aşırı fedakarlıklardan kaçınması gerektiğini söylüyor.

Habertürk TV’de yayınlanan ve Dr. Görkem İldaş’ın hazırlayıp sunduğu eğitim programı “Yolun Başındayken”, sınava sayılı gün kala aday ve veli psikolojilerine odaklandı. Anne babalar bu süreçte nasıl davranmalı, sınav stresiyle nasıl baş etmeli gibi kritik konularda merak edilen sorulara yanıt veren Marmara Eğitim Kurumları Psikolojik Danışmanı Serra Kordel, velilere uyarılarda bulundu.

BAŞARIYI DEĞİL, ÇABAYI TAKTİR EDİN

Psikolojik Danışman Serra Kordel, sınava hazırlanılan her evde sonucun belirsizliğinden dolayı bir kaygı yaşanmasının normal olduğunu söyleyerek, “Bu noktada en önemli olan, ailenin kabul etmesi gerekenler. Bizler çocukların sahibi değiliz ve onlar farklı bireyler. Çalışma becerileri, kararları ve davranışları da birbirinden farklı. Öncelikle ailelerin çocukları oldukları gibi kabul etmesi gerekiyor. Bazen objektif olarak çocuğa bakmakta güçlük çekebiliyor ebeveynler.” dedi.

Sınav döneminde en çok mükemmeliyetçi anne babalara rastlandığını anlatan Kordel bu velilerin bir türlü yetinmediklerini, ne yaparsa yapsın çocuğunu yeterli bulmadıklarını söyledi. İşlevsel ve etkili aile modellerinde ise çocuğun çabasının taktir edildiğini ve sadece kendisiyle kıyaslandığını anlatan Kordel, “Çaba, azalabilir, artabilir. Bu yüzden gerçekten elinden geleni yapmış olan çocuk, bazen sonuca yansıtamayabiliyor. Bu sefer öğretmen ve anne-baba eleştirmeye başlıyor. Oysa ki çaba vardı ortada. İlk önce çabayı takdir edelim, bu çocuğu motive edecektir. Eleştirdiğimiz takdirde vazgeçmesine neden oluruz” dedi.

ÇOCUKTA BORÇLULUK DUYGUSU YARATILIYOR

Velilerin aşırı fedakarlıktan da kaçınması gerektiğini söyleyen Kordel, şunları söyledi:

“Evde ses çıkmasın diye terliklerini çıkaran veliler var. Aylarca kimseye gidip gelmeyen, eş dost ziyareti kabul etmeyen… Evde bütün alışkanlıklar değişiyor. Oysa evde olağanüstü hal uygulanmaması gerekli. Yapılan fedakârlıklardan da bahsedilmemesi gerekiyor. Bazen maddi fedakarlıklar da söz konusu olabiliyor, çocukta yarattığımız duygu; borçluluk duygusu oluyor. Çocuk, ‘bütün bunları annem ve babam benim için yaparken ben yapamayacağım’ kaygısına kapılıyor. ‘Ben bu sınavda başarılı olamayacağım’ diyor. Çocukta borçluluk duygusu yaratılıyor”

KIYASLAMA YAPMAYIN

Velilerin bazen iyi niyetli olarak çocukların kendi tecrübelerinden yararlanması için öğüt verdiklerini, başka çocuklarla kıyaslama da yaptıklarını söyleyen Kordel, ancak bu baskının iki taraf arasındaki mesafeyi arayı açtığını anlattı. Veliler, kıyaslamaya kalkıştığında hemen “eşim ya da çocuğum beni bir başkası ile kıyaslasa ne hissederim?” diye kendisine sorması gerektiğini anlatan Kordel, “Büyük ihtimalle yetersizlik duygusu olur ya da çok ciddi şekilde öfkeleniriz. Çocuklarımız da aynı duyguyu hissediyor.” dedi.